12 Haziran 2008 Perşembe

Yargitay 11. HD, 1989/5251 E., 1991/85 K., T:22.01.1991

Yargitay 11. HD, 1989/5251 E., 1991/85 K., T:22.01.1991

DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Bursa Asliye 4. Hukuk Mahkemesince verilen 25.10.1988 tarih ve 487/684 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 22.1.1991 gününde davacı avukatı K.V. gelip davalı taraf tebligata rağmen gelmediğinden temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf avukat dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacılar vekili, Av. K.V. müvekkillerinin ve kendisinin davalı şirketin 299/600 payına sahip ortakları olduklarını, 14.5.1987 günü yapılan genel kurul toplantısında 67/600 paya sahip O.F'ye oy kullandırılmayıp tedbir kararına müsteniden onun yerine ve iradesi aksine kayyumun oy kullandığını, böylece alınan kararlarını aslında oy çokluğu ile alınmamış olduğunu ve fakat oy çokluğu varmış gibi G.B. ve S.A'nın yönetim de kalmalarının sağlandığını, genel kurulda oy kullanma hissedar olmaya bağlı bir hak olduğundan O.F'nin kendi iradesi dışında ve aksine olarak oy kullanan kayyumun oyu ile alınan genel kurul kararlarının yasaya aykırı olduğunu belirterek gündemin 3.4.5.8.9 10-11. maddelerine dayalı olarak alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı şirket vekili cevabında genel kurula katılan bir ortağın iptal davası açabilmesi için muhalif oy kullanmasının yeterli olmayıp muhalefetlerini zapta geçirip altını imzalamaları gerektiğini, öncelikle bu hususun tahkiki gerektiğini, yöneticilerin, ihtiyati tedbir kararı ile O.F'nin yerine oy kullanan kayyumun da oyu ile çoğunlukla seçildiklerini, O.F'nin dahi yönetici seçildiğini, davacıların iddialarında samimi olmadıklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, 27.2.1987 ve 14.5.1987 tarihli genel kurul tutanaklarına, ihtiyati tedbir kararına ve tüm dosya içeriğine dayanılıp, davacı ortakların 14.5.1987 tarihli genel kurul toplantısına iştirak ettiklerini, ancak tutanağın altına muhalefetlerini gerekli olarak yazdırarak imzalamamış oldukları, binnetice dava şartının gerçekleşmediği sonucuna varılıp, aksi yöndeki 16.9.1988 tarihli bilirkişi raporuna itibar edilmeyerek, davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı davacılar vekili temyiz etmiştir.

TTK'nun 381. maddesi A.Ş. genel kurul kararlarının iptalinin şartlarını ve usulünü düzenlemiş olup anılan maddede, toplantıda hazır bulunup da karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirten pay sahibinin iptal davası açabileceği belirtilmiş, böylece bu şartın gerçekleşmesi bir şekilde yeterli görülmüş, ayrıca muhalefetin zaptın altına yazılıp bunun altının da imzalanması gereği bir dava şartı olarak aranmamıştır. Söz konusu olayda davacılar iptalini istedikleri 14.5.1987 tarihli genel kurul toplantısına asaleten ve vekaleten iştirak edip muhalif kaldıkları hususları gerekçeli ve açıkça belirterek zapta geçirttiklerine ve oylama sırasında da muhalif oy kullandıkları anlaşıldığına göre, Yasanın aradığı iptal davası açabilme şartının gerçekleşmiş olduğunun kabulüyle işin esasına girilip incelenmesi gerekirken, Mahkemece davacıların muhalefetlerini zaptın altına geçirtip imzalamadıkları, binnetice dava şartının oluşmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle hükmün mümeyyiz davacılar yararına BOZULMASINA, davacılar vekili geldiğinden 100.000 lira duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınıp davacılara verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 22.1.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Hiç yorum yok: